Doğum Sonrası Korunma Yolları ve Yöntemleri
Doğum sonrası kadınların ilk 40 günlük dönemi lohusalık (loğusalık) olarak adlandırılmakta olup bu dönemde vücut ve rahim eski halini almaya çalışmakta ve gebelikte oluşan fizyolojik değişimler artık yavaş yavaş gerilemeye başlamaktadır. Lohusalıkta enfeksiyon riskini arttırmamak için ve iyileşmekte olan epizyotomi veya sezeryan dikişlerini zorlamamak için cinsel ilişki tavsiye edilmemektedir.
Doğum sonrası ikinci bir gebelik için ne kadar süre gereklidir?
Emzirme dönemi biten kadınların en büyük endişesi gebe kalma korkusudur. Çok kısa bir sürede tekrar gebe kalmak hem riskli ve hem de aile için yeni maddi-manevi bir yük olabileceği için iyi bir korunma şarttır. Doğum şekli ister sezaryen ister normal olsun; doğumlardan sonra vücudun toparlanması ve eski haline kavuşması için genel olarak en az bir 18-24 ay süreyle yeni bir gebelik önerilmez.
Süt
vermek korur mu?
Emzirmenin koruyuculuğu doğum sonrası ilk 3 ay etkilidir,
fakat tam koruyucu değildir. 3’ünci aydan sonra bu
koruyuculuk da gittikçe azalmaktadır. Doğum sonrası
yumurtlama genellikle 3. aydan sonra başlar ve 5-6. aylardan
sonra normal periyoduna döner. Günde 5-6 kezden az olmayacak
şekilde emziren, bebeğin ek gıda oranı % 15'i geçmeyen ve
adet görmeyen lohusalarda, koruma % 75 gibi yüksek bir
oranda olabilmektedir.
Doğum
sonrası hangi korunma yöntemleri tercih edilmelidir?
Lohusalık bitimiyle cinsel hayat başlamaktadır. Bu dönemden
sonra anne süt vereceği için en çok tercih edilen korunma
yöntemleri; geri çekme (dışa boşalma), prezervatif, spiral,
üç aylık iğneler ve kol cildi altına takılan implantlardır.
Normalde kullanılan doğum kontrol hapları ve aylık iğneler
östrojen içerebilecekleri için tercih edilmezler.
Spiral doğumdan sonra veya daha ideal olarak 40 gün sonunda
takılabilir. Takılacağı zaman adetli olmak gerekmez. Adet
gören hastalarda adetli takılması tercih edilir. Ancak rahim
ağzında yara, vajinal enfeksiyon olmamalıdır.
Erkeğin prezervatif uygulaması da uygun şekilde kullanıldığı
zaman epey yüksek bir koruma oranı sağlar, fakat yine de
temkinli olunmalıdır.
Hormonal bir yöntem seçilecek ise en uygun olanı 3 aylık
iğnelerdir. Ülkemizde ‘Depo Provera’ ismiyle satılmaktadır.
Süte herhangi bir zararı yoktur, 3 ay koruma sağlar.
Depoprovera'nın olumsuz yan etkileri iğnelerin yapıldığı
süre boyunca adet görememe, akne, göğüslerde gerginlik,
iştaha bağlı kilo artışı, zaman zaman adet düzensizlikleri
şeklinde ara kanamalar ve depresyona meyildir. İğnelerin
yapımı bırakıldıktan sonra adetler uzun bir süre düzensiz
devam edebilir ve yumurtalıkların tekrar döllenmeye uygun
yumurta yapması 8-12 ayı bulabilir.
Son yıllarda gittikçe yaygın kullanılan bir yöntem olan cilt
altı implantlar da doğum sonrası takılabilinmektedir. Küçük
bir cerrahi işlem gerektiren bu korunma yönteminin en büyük
dezavantajı ise maliyeti ve devamlı progesteron salınmına
bağlı yan etkileridir.
Bilinen ve yaygın kullanılan klasik doğum kontrol hapları
hem estrojen hem de progesteron içerirler. Progesteronun
anne sütüne her hangi bir zararları olmazken estrojenler
anne sütünü azaltır ve süt ile bebeğe geçebilirler. Bu
yüzden emzirme döneminde doğum kontrol hapları önerilmez.
Aylık iğneler de doğum kontrol hapları gibi östrojen hormonu
içerdikleri için aynı sebeplerden dolayı emziren annelere
tavsiye edilmezler.
Doğum sonrası tüplerimi bağlatmam doğru olur mu?
Doğum
sonrası artık kesinlikle yeni bir çocuk istemeyen ve 35
yaşın üzerindeki kadınlarda babanın da rızası ile
tüplerin bağlanmasının herhangi bir sakıncası yoktur.
Tüp ligasyonu işlemi doğum sezeryan ile olmuş ise, ailelerin
önceden işlem için rızalarını belirtir imza vermeleri
durumunda ameliyat sırasında da yapılabilir. Annenin yaşı
uygun ve başka bir bebek arzulamıyor ise veya 3 kez
sezaryen olmuş ve bebeklerinin hepsi sağlıklı ise yaşının
bir önemi olmaksızın sezeryan işlemimi sırasında tüp
ligasyonu uygulanabilmektedir.
Tüplerin bağlanması durumunda geriye dönüş yok denecek kadar
az olduğu için çiftler çocuk istememe konusunda kesin
kararlı olmalıdırlar. Tüplerin bağlanması ayrıca adet
düzensizlikleri, cinsel fonksiyonlarda azalma ve kasık
ağrısı gibi şikayetler yaratmaz.
...