Hergün  12.00 - 18.00
Pazar KAPALI
Whatsapp: 0539 8288152
 

Sedef Hastalığı, Psoriasis  Hastalığı (Psoriazis)

Sedef Hastalığı Nedir, Sedef Hastalığı Tedavisi, (Psoriasis)Psoriazis Hastalığı

 

SEDEF HASTALIĞI (Psoriasis Hastalığı)

Sedef çeşitli klinik biçimlerde ortaya çıkabilen, yineleyici, kronik bir deri hastalığıdır. Deri yaralarının çok tipik olması nedeniyle tanı koymak oldukça kolaydır.

'Sedef'' adını almasına neden olan tipik belirtileri; pembe – kırmızı bir zemin üzerinde yerleşik olan, beyaz, irice, parlak ve kuru kepeklerdir.

Bu belirtiler 1 - 2 mm 'den 30 - 40 cm’ ye kadar değişen  büyüklükte,  çok değişik şekillerde ve bir veya daha fazla sayıda olabilir.

Sedef Hastalığı Sıklığı:

Sedef hastalığının görülme sıklığı farklı toplumlarda ve coğrafik bölgelerde değişiklik gösterir. Ortalama görülme sıklığı %1-2’dir. Erkek ve kadınlarda eşit sıklıkta görülür.

Tüm yaş gruplarında görülebilmesine karşın "sedef hastalığı" başlama yaşı genellikle otuzlu yaşlardır. Erken başlangıç (40 yaş altı) Tip I sedef hastalığı adını alır ve daha şiddetli hastalığı belirtir. Tip I sedefte aile öyküsü varlığı daha fazladır. Tip II sedefte (40 yaş üstü) hastalığın seyri ve gidişatı  daha iyidir.

Sedef Hastalığı Nedenleri:

Psoriasis  hastalığının kesin sebebi bilinmemektedir. Hastalık genetik yatkınlığı olan kişilerde çevresel faktörlerin etkisiyle ortaya çıkmaktadır. Sedef hastalarının üçte birinde, bu hastalarla kan bağı bulunan bir kişide sedef mevcuttur.

Sedef hastalığı nda, derinin üst tabakasındaki hücrelerin çoğalmasında ve bunların olgunlaşmasında bir bozukluk vardır. Normalde 28 gün olan derinin üst tabakasındaki hücrelerin yenilenme süreci kısalmıştır.

Sedef hastalığını (psoriazis) oluşturan ve şiddetlendiren bir kaç faktör mevcuttur:

            1- Stres: Ani şoklar, sıkıntı, gerginlik, sevgi eksikliği gibi psikolojik faktörler sedefin ortaya çıkmasına veya sedefin daha da şiddetlenmesine neden olabilir.  

            2- Streptokok infeksiyonları: Sedef bazen ilk olarak bir bakteri infeksiyonundan 2-3 hafta sonra oluşabilir.

            3- Travma: Derinin zedelenmesine yol açan çeşitli mekanik, fiziksel ve kimyasal travmalar, sağlam deri alanlarında sedef yaralarının çıkmasına neden olur. Buna "Köbner fenomeni" denilir.

            4- İlaçlar: Klorokin, lityum , beta blokörler, salisilatlar sedefi başlatabilir veya alevlendirebilir.

            5- Bunların yanı sıra endokrin etkenler, kalsiyum düşüklüğü ve ayrıca hastaların az bir kısmında güneş ışığı  yaraların artışına neden olabilmektedir.

            Hastalığın karaciğer veya başka bir organla ilgisi olmadığı gibi, yenilen yiyeceklerle de hiçbir ilgisi yoktur.

Sedef Hastalığı (Psoriasis Hastalığı) Klinik şekilleri:

Sedef hastalığının teşhisi genelde kolaydır, ancak bazen farklı şekillerde karşımıza çıkabildiği için teşhisi zor olabilir.

Sedefin klasik yarası deriden kabarık, pullu, daire veya oval şekilde kenarları keskin sınırlıdır. Pullanma gümüşi veya beyaz renktedir. Yara üzerindeki pullar künt bir cisimle kazındığında tabaka tabaka kalkarak, toz gibi bir beyazlaşma olur, buna " mum lekesi belirtisi" denir.

Pullanmalar kaldırıldıktan sonra yara üzerinde küçük kanama odakları görür.

Sedefin en sık görüldüğü bölgeler; dizler ve dirseklerdir, bunları bel, kulak arkası derisi ve göbek çevresi izler. Genellikle bu bölgeleri simetrik olarak tutar.

Küçük tek bir plak birleşerek geniş plaklara, geniş plaklar birleşerek harita gibi yaralara dönüşebilirler.

Gövde, kollar ve bacaklar: Büyüklükleri 1-10 cm arasında değişen aralarında normal deri bulunan yaralar oluşabilir. Çok sayıda 0.5-1 cm çapında küçük kabuklu yaralar oluşursa "guttat" tip adını alır. Ortaya çıkmasında streptokokal üst solunum yolu infeksiyonları tetikleyici rol oynar. Bu tip tedaviye hızlı bir yanıt verir

Baş: Bazen sadece saçlı deriyi etkiler. Ciltte olduğu gibi saçlı derinin tamamını veya sadece küçük bir alanını sarabilir. Yoğun kepeklenme tarzında pullanma yapabilir.

Kıvrım bölgeleri: Eğer sedef, kasıklar, koltuk altı, ayak parmak arası veya göğüs altını tutarsa klasik gümüşi beyaz pullanma görülmez. Nemli kırmızı plaklar görülür.

Avuç içleri ve ayak tabanları: Avuç içi ve ayak tabanını etkileyen sedefin iki farklı tipi vardır: Yaygın kızarıklık, pullanma ve çatlamalar simetrik olarak ayak tabanlarında oluşur. Diğer şekilde ise avuç içi ve ayak tabanlarında kızarık zeminde sivilce benzeri püstüler yaralar gelişir. Bu şekle püstüler psoriasis denir. Bu tip çok inatçıdır ve yıllarca sürebilir.

Tırnaklar: Sedef hastalığında el tırnakları %50, ayak tırnakları %35 oranında tutulur. Tırnaklarda toplu iğne başı büyüklüğünde çukurcuklar, tırnakta kalınlaşma ve altında kalın pullanma, tırnağın uç kısmının tırnak yatağından ayrılması, sarı veya kahverengi renk değişiklikleri görülebilir.

Eğer sedef hastalığı sadece tırnakları etkilemişse ve deri yaraları mevcut değilse tanı koymak zorlaşır. Tedaviye başlamadan önce sedef tırnağının mantar tırnağından ayırıcı tanısı yapılmalıdır.

Sedef Hastalığının  (Psoriazis Hastalığı ) Özel Şekilleri:

Eritroderma:
Sedefin vücut yüzeyinin %80’inden daha fazlasını tuttuğu yaygın, ağır bir şeklidir.

Püstüler psoriasis: Lokalize veya generalize olabilir.

Artrit: Eklem Tutulumu:  Tüm sedef tipleri içinde, hastaların en azından %5-8'inde eklem tutulumu olabilir. Eğer deri tutulumu şiddetli ise daha yüksek sıklıkta görülür.

Tanı: Sedef hastalığı tanısı ağırlıklı olarak klinik bulgulara dayanılarak konulur. Bazı yerleşimler  ve atipik biçimlerde tanıya histopatolojik inceleme yardımcı olur.

Sedef Hastalığı Tedavisi:

Hastalığın hastanın yaşamı üzerindeki etkisini göz önünde bulundurmak tedavide  başarının bir parçasıdır.

Tedaviye başlamadan önce hasta, hastalığı hakkında bilgilendirmeli, tedavi ile elde edilen iyileşmenin her zaman kalıcı olmadığı, bu iyilik durumunun uzun sürebildiği gibi nükslerin olabileceği anlatılmalıdır.

İlk olarak hastalığın bulaşıcı olmadığı ve dahili bir hastalığın işareti olmadığı belirtilmelidir. Hastalığa neden olan ve alevlenmesine katkıda bulunan tetikleyici etkenlerden sakınması gerektiği söylenmelidir. Psikiyatrik yönden desteklenmelidir.

Topikal Tedavi:
Var olan belirtileri tedavi etmek için yan etkileri daha az olan, yerel uygulanan (deriye dıştan sürülen) ilaçlardan başlanılır. Bu uygulamalarda önce kepek dökücü ilaçlarla yüzey temizlenir ve diğer ilaçların etkinliği arttırılır.

Topikal kortikosteroidler: Lokal tedavide en etkin ve en çok kullanılan ilaçlardır. Çocuklarda az güçlü kortikosteroidler seçilmelidir. Ayrıca etkinin arttırılması için oklüzyon (kapalı uygulama) biçiminde uygulanabilir.

Katranlar: Ardıç ağacı katranı ve taş kömürü katranı kullanılmaktadır.

Fototerapi: Güneş ışınlarının sedef hastalığı üzerindeki olumlu etkisi uzun yıllardan beri bilinmektedir. Belirtilerin çok yaygın olduğu durumlarda ultraviyole ışını ile özel tedaviler uygulanır (UVB, PUVA, vb.). Bu tedavilerde de bir aydan sonra sonuç görülmeye başlanır ve ülkemizde en az 20 yıldır uygulanmaktadır.

İklimsel terapi: Çok sayıda hasta güneş ışınlarının sedefi düzelttiği konusunda hemfikirdir ve tatillerini hastalıklarını temizlemek için sıcak güneşli havalarda kullanırlar. Ancak güneş ışınları ile hastalığı kötüleşen küçük bir grup hasta güneşten kaçınmaları konusunda uyarılmalıdır.

Belli bölgelerde sedef tedavisi konusunda ünlü yerler ve buralara sedef turizmi de vardır. İsrail'de Lut Gölü (Ölü Deniz), ülkemizde Kangal Balıklı kaplıcası bu tip alanlardandır. Buradaki etkilenmeler hem güneş ışığının etkisi hem sudaki mineraller hem de psikolojiktir.

Sistemik  tedavi:
Sistemik ilaçlar, hastalık yaygın ve ciddiyse yani avuç içi ve ayak tabanı etkilenmiş ve hastanın günlük hayatını etkiliyorsa ve lokal tedavilere yanıt yoksa kullanılmalıdır. Genel kural olarak lokal tedaviye ve ultraviyole ışınlarına başarılı bir şekilde cevap vermemiş hastalar tedaviye alınır.

Sonuç olarak:

  • Hangi tedavi uygulanırsa uygulansın tetikleyici etkenler ortadan kaldırılmalıdır.

  • Tedavinin başlangıcından itibaren hastanın bir psikiyatrist denetimine alınması, sonucu çok etkiler ve tekrarları azaltır. Çünkü görüntü bozucu bu hastalığa sahip insanlarda depresif olma durumu şaşırtıcı değildir.


 

Uz Dr Zekayi KUTLUBAY

Deri ve Zührevi Hastalıkları Uzmanı

 

...